23 Nisan 2014 Çarşamba

Alkolik bir mektup


Önce yazıyı okumadan buraya tıklayıp yağmur oluşturun, sonra da bu şarkıyı açın.. Sanırım artık başlayabilirim.. Böyle bi mektup yazmak istemezdim. Doğru kişiyi bulup çoktan mutlu olmaya başlamış olmak daha çok işime gelirdi. Böyle birine belki rastlayamadım, belki de rastladım..

Sevgilim..

Bu mektubu buruşuk bi zarfı yırtarak açıp içindeki kağıt parçasını şiddetle açıp okumanı isterdim, böyle kıçıkırık bi blog sayfasından değil.. Yaşanacak çok şeyimiz var senle. Romantik bi adam değilim. Odunun teki elbet bigün evleneceğin adam. İlk sevgilim olma hakkını yitirdin. Çok geciktin, belki hala yolda bi’yerdesin. Klişe bi şekilde karşılaşcaz belki bi köşeden dönüp bana çarpcaksın. Belki bi sinemada bilet alırken sıranı kaptığım için nefretle bakcaksın bana. Sonrasında senden özür dileyip yumuşatcam seni.


Beraber yürüdüğümüz yağmurlar olcak. Yağmur yediğimiz için zatürre olup bi tas çorbanı içcem. Kızımız olcak, adını buldum bu konuda rahatız.. Masal.. Unutmayacağımız birçok anımız olcak. Senin için şiirler yazcam. Adının baş harflerinden oluşan minik masum şiirler.. Bakarsın biraz erken karşılaşırız da seni dershane çıkışında beklerim? Aynı şemsiye altında aynı yağmurdan koruncaz seninle. Seni hiçbir zaman yarım bırakmıcam. Hiçbir zaman.. Bizi üzen şeyleri birlikte atlatcaz, birlikte üstesinden gelcez herşeyin. Minik kavgalarımız benim kapında elimde bi demet çiçekle beklerken gördüğünde son bulcak. Ve doyasıya sarılcam sana, saçlarının kokusu sinene kadar üstüme.. Sen, hiçbir zaman benim sigara içmek için sebebim olma.. Bi alkol masasına oturduğumda promil arttıkça ağzımdan senin adın çıkmasın.. Sevgiline şiddet içerikli şarkılar yazdırma bana. Kokun baban ve ben hariç hiçbir adamın kokusuyla kesişmesin. Resmin hiç kimsenin cüzdanında bulunmasın benden başka. Bencilim, konu sen olunca bencilim.. Ve bana inan.. Adımıza ağzından çıkan tek “keşke” lafı “keşke daha önce karşılaşsaydık” olacak. Bunun için uğraşcam. Çünkü sen buna değersin. Seni benden başka hiç bi erkek bi parkın bankında beklemesin. Hiç bir annenin gelini olma. Adının baş harfi hiç bir tene dövme olmasın. “Bitti” kelimesi hiç bi zaman ilişkimiz için geçerli olmasın.


Bana gelirken sil geçmişi. Çünkü sen olduğunda geçmişimden huzurumuzu bozacak hiç kimse bizimle olmayacak. Sen olduğunda beni kıskanabileceğin kimse olmucak. Çünkü senin kaşlarını çatık görmeye, senin bana kızmana hiç bir şekilde sebep olmucam. Seni oturduğum bi alkol masasında geçmişte kalan mutlu mazilerle anmak istemiyorum. Sen hep yanımda olmalısın anlıyo musun? Ben sağlıcam, “bitti” kelimesi lugatımızda olmucak bizim. Radyoda çalan duygusal şarkıları dinlerken seni hatırlamak istemiyorum ben. Bi parkta gezerken ilk oturduğumuz bankı görünce gözlerim dolsun istemiyorum. Dudağımın kenarından süzülen dumanlarda olma hiç bi zaman, gökyüzüne doğru ilerlerken onlar aralarına karışma. Bazen sabahlayıp güneşi izleyelim, bazen akşama kadar sarılıp uyuyalım. Biramı her zaman sen aç, Nescafe’mi her zaman sen yap.. Ben el üstünde tutarım seni, inan. Saçma sapan onlarca fotoğrafımızın olduğu albümler olsun. Albümler olsun ama onlara hep senle birlikte bakalım. Ben yalnız bakmak istemiyorum. Beraberliğimizi o fotoğraf albümünde tek başıma izlemek istemiyorum.

Benimle konuşurken uyuyakaldığın gecelerin sabahında telefonunda uzun uzun mesajlar görceksin hep. Bu mesajlar öyle dolu olcak ki sevinçten akıtcak göz yaşlarını. Her karakterde biraz daha anlıcaksın seni ne kadar çok sevdiğimi. Bunca şeye rağmen senden tek isteğim olcak. Bunu kabul edersen zaten hayatımın Greenwich kasabası olcaksın..

Çünkü bunu yaparsan, fotoğraf albümüne tek bakmak zorunda kalırım.. Yağmur altında ıslandığımız yerleri tek tek gezer, her noktaya izmaritler bırakırım. Güneşin doğuşunu tek başıma izler tek başıma batırırım, aynı yerde.. bunları yaparken hayalin eşlik eder bana. Bi’ an önce gel de geldiğinde monotona bağlamış çaresiz, alkolik bi herif görme. Mutluluğum ol..